BLOG ÖDÜLÜ

Bu ikinci alışım,birincisinde bilgisayar başında olmadığım zamanlara denk geldi ve ben görememiştim.Deepblueeagle 'dan geldi bu sefer ki ödülüm,çok mutlu oldum,teşekkür ediyorum yine ve benimde çok sevdiğim bloglar var hemen göndereyim onlara.

Nevzat Orkun Çeviker
Son Vagon
Nostalgiaplatz
imgesel

Crazywomanrosemary
mor kedi

zaman: Salı, Kasım 30, 2010 , 9 Comments

MİM 2



Deepblueeagle ve imgesel  beni mimlemişler,konusu AŞK.
Okuduğumda güldüm çünkü en uzak durduğum konulardan bir tanesi.Bu konuda mimlenecek en son kişi bile değilimdir herhalde.Ben hiç aşık olmadım.Nasıl bir duygu bilmiyorum,birini sevmiştim ama onu da şimdi o zamanlardaki çocukluğuma veriyorum.Bence aşk bu kadar abartılmamalı yani bilmiyorum insanların doğası gereği bir şey bu.Sıradan bir şey yani.Çok fazla yazamayacağım,çünkü gözlemlemekle olmuyor bunu dile getirmek yaşamak lazım,bukowski'den bir şey paylaşayım madem.

Aşk aynen yazıldığı gibi,sesli başlıyor sessiz bitiyor-Charles Bukowski 

 "...Hepimiz sıkıntı çekiyoruz ancak ben hayatta kalmaya uğraşıyorum,onun için bazen kapımı çalarsan da açmazsam ve içeride bir kadın yoksa belki çenemi kırmış bağlayacak bir tel arıyorumdur ya da duvar kağıdımdaki kelebekleri kovalıyorumdur,yani kapıyı açmazsam açmam, ve nedeni henüz seni öldürmeye,sevmeye,ya da kabullenmeye hazır olmamamdır,demek ki konuşmak istemiyorum,meşgulüm,çıldırmışım,keyifliyim veya belki bir ip hazırlıyorum...Uzaklaş, sebep gün değil gece değil,saat değil,kalabalıktan gelen cehalet değil,hiçbir şeyi incitmek istememem, böcekleri bile ama bazen ayırd etmesi zor bir takım duyumlar sezinliyorum...Ve mavi gözlerin,maviseler eğer ve varsa saçların ve kafan,içeri giremezler ta ki ip kesilene ya da düğümlenene dek......ta ki dünya durana ya da ebediyen... açılana dek."

 

 

Ha bir de beklentiler var,ben hiçbir şey beklemiyorum,bilmiyorum umrumda değil.


Ne yazacaklarını merak ettiğim insanlar var:
Nevzat Orkun Çeviker
Nostalgiaplatz
crazywomanrosemary

zaman: Salı, Kasım 30, 2010 , 2 Comments

















Kaç durak sonra inmem gerekti bilemedim.Sahip olduğum her şeyi ve olamadıklarımı geride bırakıp yol almak nasıl bir duyguydu hissetmek istedim.Yürüdükçe ağırlığım artıyordu,çünkü adımlarım peşi sıra ipleriyle geliyordu ve ben yönetiliyordum.Çünkü yaşamın ipleri hiçbir zaman senin ellerinde değildi.Bir rüya gibi sonu zihninde ama başlangıç hep belirsizdi.Yorgunluk değil bedenimi yavaşlatan,bir arayış zihnimi bulandıran.
  Beni tutan ipler daha çok yere değmeliydi,daha çok uzamalıydı.Daha çok insandan geçmeliydi...O ipler ıslanmalıydı,yıpranmalıydı.O ipler öyle uzun olmalıydı ki,tutunduğumda arkadan tek bir itişle yine gökyüzüne değmeliydi ve hissetmeliydim..
Ayaklarımla tutunup,yeryüzüne sarkabilmeliydim,ellerim boşlukta..
Ben henüz yapamadım.

zaman: Pazartesi, Kasım 29, 2010 , 3 Comments

MİM
Nostalgiaplatz  mimlemişti beni,bir de mydream den gelmişti garip alışkanlıklarınız diye,ikisini birden yazayım şimdi.

1.en sevdiğiniz kelime:
Yani ve zaten
2.nefret ettiğiniz kelime
:güzelce
3.Ne sizi heyecanlandırır.
Yolculuklar
4.Heyecanınızı ne öldürür:
Sona gelmek.
5. En sevdiğiniz ses
Su sesi
6..Nefret ettiğiniz ses:
Boş konuşan insanların sesi.
7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz:
Reklamcılık (nefret ediyorum)
8.Hangi doğal yeteneğe sahip olmak isterdiniz:
Tiyatroya yeteneğim olsun isterdim.
9.Kendiniz olmak istemeseydiniz kim olmak isterdiniz:
Christopher  McCandless  ya da Henry Miller
10.Nerde yaşamak isterdiniz;
Kesinlikle Prag.O dergiyi okuduktan sonra mimarisine hayran kalmıştm.
11.En önemli kusurunuz:
Girdiğim her ortamda çok soğuk davranırım başlarda istemeden ve bazen çok uyuşuşuğumdur.
12.Size en fazla keyif veren kötü huylarınız:
Sevmediğim biri bir şeyler söylediğinde bilerek duymamak,gıcık olduğum insanlara gülerek laf sokmak.
13.Kahramanınız kim:
Alfredo(noviembre)
14.En çok kullandığınız kötü kelime:
Çok fazla var duruma göre değişir bu.
15.Şu anki ruh haliniz:
Telaşlı
16.Hayat felsefenizi hangi slogan özetler:
Kaynağı bulmak için akıntıya karşı yüzmek gerekir
17.Mutluluk rüyanız:
Şimdi seyahat etmekten ölesiye yorulmuşuz,ve bir yer var henüz keşfedilmemiş,ilk biz gidiyoruz oraya,dönüşündede beş kuruş paramız yok,doğadan besleniyoruz,otostopla dönüyoruz.
18.Sizce mutsuzluğun tanımı:
 Kendini kabullenememek
19.Nasıl ölmek isterdiniz
 Uçaktan atlayıp okyanusun ortasına,en dibine vurarak ölmek isterdim.
20.Öldüğünüz zaman cennete giderseniz Allah'ın size ne söylemesini isterdiniz:
Gözlerini kapatıp gerçekleşmesini çok istediğin şey için dua ederken seni umursamama rağmen inancın hiç eksilmedi bende zamanı gelince hak ettiğin en güzel şey için sana yardım ettim.Burdasın şimdi,rahat ol.

Garip alışkanlıklara gelince,ben baştan sona garip bir insanımdır zaten,çoğu davranışımda bir gariplik vardır.O yüzden şimdi tek tek yazabilceğim şeyler gelmiyor aklıma.

Sorulu mim için;
stummscream.blogspot.com/
http://memento-layladylay.blogspot.com/
http://norkun.blogspot.com
/http://caytostayran.blogspot.com
Bu insanları mimledim bende.

zaman: Perşembe, Kasım 25, 2010 , 6 Comments

YANİ..

Doğru zamanlarda yanlışlar yarıştı benim için.Evren hep zıt gitti bana,iyi,güzel düşündüm çekemedim yine üstüme.Yanlış zamana mı doğdum?Eğilimlerim zikzaklar çizerken ben hep tökezledim.Çok güldüm saatlerce,günlerce,bir ikindi vakti de geldi susturan şeyler..Bunların beni dürtmesine ben mi izin verdim? Neden serbest bırakmak bu kadar zor,yoksa yanlış bir bedende miyim?
Kelimelerin yetmez nedenleri tanımlamaya.Çünkü hiçbir zaman senin dilinden konuşmaz.Hep gelir gider bu haller,geçici her şey,her şey..
Şu saatlerde çok anlamsız buldum çoğu şeyi,1 saat öncesinde üzülürken ve dün katıla katıla gülerkenki hallerimi,bunları anlamsız buldum.Öyle bir boşluk var ki yaşamda onu duyumsamak..Bilmiyorum,çıkıyorsun sonra ordan gün devam ediyor.Günlük hazlar,sinirler,kahkalar,yabancılaşmalar,umursamazlık ve ciddiye almak..
Ciddi olmayı sevmiyorum.

zaman: Çarşamba, Kasım 24, 2010 , 4 Comments

Vize Güncesi
Dün akşam erkenden yattım ama uyuyamadım sınavlar yüzünden.Neyse bu sabah kalktım,kahvaltımı yaptım,baya erken gittim okula,tekrarlar falan yaptım.9:30'da türk dili sınavım vardı bu gayette iyi geçti yani,hoca şaşırttı açıkçası sorularıyla.Sonra da matematik sınavına girdim,gayette kötü geçti yani.Ama tamamen benim salaklığım.Çünkü ben matematiğime çok güvenirdim,ben bilirim,ben yaparım triplerine girdiğim için çok çalışmadım.Neyse sağlık olsun,diğer vizede yükseltirim artık.Yarın hukuk var,bu önemli.Şimdi oturup onu tekrar edeceğim.Kolay gele bana.

23 kasım 2010 
Hukuk sınavım nasıl geçti bilmiyorum,çok belirsiz.Ama belirsiz geçen bir sınavın ardından bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.Öyle bir geyik döndü ki arkadaşlarla ayrıldıktan sonra otobüste kendi kendime gülmeye başladım,yanımdaki teyze nerden geliyorsun dedi.Çok konuştu,ben sustum.

24 kasım 2010
Sabah uyanamayışımdan belliydi zaten,bugünümde bi bokluklar olacağı.Telefonumu düşürdüm,çalışmıyor.Sınavlarım iyi geçti ama.
İnsanlar naber diye sorduklarında kötüyüm demenizden korkuyorlar.
Ve ben değişiyorum haberim yok,neden umursamıyorum artık hiçbir şeyi?Bu da geçer diyorum mutluluklarıma bile..
Yarın sınav yok ne güzel.Cumada bitiyor.Ne kadar da işgal etti vizelerim bloğumu,ama bi 5 yıl sonra dönüpte okumak için yazıyorum ilk vizelerimi ve diğerlerine daha çok çalışmam gerektiğini görmem için.
dün Barbur konseri vardı gidemedik vizeler yüzünden.
Soğuklarda geldi hem,boğazım ağrıyor hasta olacağım galiba.

25 kasım 2010 
Bugün vize mize yoktu,yattım bir güzel.Yarın son vizem var sosyolojiden,bi kahve yapıp ona çalışacağım.

zaman: Pazartesi, Kasım 22, 2010 , 9 Comments

     Yarın vizeler başlıyor.Bu hafta baya yoğun geçecek ama ben kendimi hiç hazır hissetmiyorum.Çok çalışmadım ben,öğrenmek için okudum hepsini,öğrendim de,biliyorum yani,ama sanki sınavda yapamayacakmışım gibi geliyor,ezberlemedim hiçbirini anladıklarımla yorum yapacağım.Zaten çok fazla da klasik sorular olmayacak.
    Öğrenilenleri sınamak için başka yöntemler de olsaydı keşke,ama örnek veremiyorum,aklımda bir şey yok şimdilik.
   Bu aralar gündemi falan da takip etmedim hiç bilmiyorum ne olmuş ne bitmiş,bir şeyler okumadım,izlemedim.Boş bir bayram geçti aslında.Bugün annemle babam da geldiler.Çok özlemişim ve şunu fark ettim ki babam olmadan ben gerçekten yemek yemiyormuşum.sürekli babamın beni bunalttığından şikayet ederdim,Gamze şunu da ye,bundan da ye sabah akşam sürekli karışırdı yemeğime,zayıfmışım diye.O yokken karışmasını da özledim.
  Bazen bir şeyler yapmamakta güzel aslında,hem fiziken hem ruhen dinleniyorsun,zaman boşa geçiyor dedim yok yok geçmiyor aslında,ihtiyacım vardı hiçbir şey yapmamaya..

zaman: Pazar, Kasım 21, 2010 , 11 Comments

İnsanın kendisine saygı duyması ne kadar önemli.Herkes bunu tam anlamıyla yapabilmiş olsaydı,şu anda insan ilişkilerimiz çok farklı olurdu.
Ve insanlar inandıkları şeylerin gereğini de tam olarak yerine getirebilmiş olsalardı,buralar yaşanılası olurdu.
Ya hiç olmasın,ya hep olsun.Bir şeylerin eksik olması kadar rahatsız edici bir durum yok.

zaman: Cumartesi, Kasım 20, 2010 , 7 Comments

Duyduğun kelimeler değil gördüğün kelimeler daha çok anlatır beni..

zaman: Pazartesi, Kasım 15, 2010 , 2 Comments

KAFKA GÜNCELER
  • İçimdeki curcunayı yönetebilmek için vaktim olmadığımdan huzur bulamıyorum.Sonunda bu curcuna yalnızca bastırılmış kısıtlı bir uyum oluyor ve eğer özgür bırakılırsa beni tamamen dolduracak,beni daha da genişleterek doldurmayı sürdürecek.Ama şimdi böyle bir an yalnızca zayıf ümitler uyandırıyor ve bana zarar veriyor,çünkü benliğimin şu anki karışımı zaptedecek yeterli gücü veya kapasitesi yok.
  • İnsan gülerken,ciddiyet için hala yeterli zamanı olduğunu sanıyordu.Bu doğru değil ama ciddiyet doğal olarak insandan daha fazla şey talep eder ve hem insanın arkadaşları arasında,yalnız olmasına göre daha çok talebini tatmin edebileceği açıktır.
  • Yarını olması gerektiği biçimde rahat bırak.eğer onu zamanından önce uyandırırsan o zaman günün uykusuz geçer.
  • Ve bir aileye ait olma duygusunun içinde bile,önce bulmam gereken bir ateşle ısıtacağım,dünyamızın soğuk boşluğunu duyumsadım.

zaman: Çarşamba, Kasım 10, 2010 , 0 Comments

Avuçlarımdan döküldü çakıl taşları...Kıskandığım şiirlerin en güzel kelimelerine
Geceden gelen öksürmeler gibi sesleri...Her duyuşumda bir
başkasının hikayesi,bir başkasının düşüşü
bir başkasının düşü
Şimdi ayaklarımın dibinde aynı taş yığını
Ben sevemem insanları.Birinde görebilirim hepsini.Kareli bir defterin tek
yaprağı gibi.
ama özensiz
ama hep aynı çizgi.
Değil mi ki onlar dört duvar arasında,köşelerinde biriken,hep aynı açıdan bakan
bakılan.
Kolayca şekil alabilen iğrenç mimikler,sesler,eller,gözler..
Kelimeler,cümleler,hisler,bakışlar..
doğal olmayan bir tek şey var o da insan.Doğaya aykırı olan,doğanın içinde sırıtan bir tek şey var o da insan.
bu kadarı fazla,fazla bu kadarı.
değiş-tokuş yapsam yapraklarla onları
Ve uyusam yapraklar arasında
Gelmez burnuma insan kokusu
Ve uyusam yapraklar arasında
doğanın verdiklerini geri almak için debelenmesine aldırmadan
Uyusam yapraklar arasında
Uzunca bir süre..

zaman: Çarşamba, Kasım 10, 2010 , 2 Comments

Ruhlarımızı yüzümüze giyebilsek,vişne çürüğü renginde göz bebeklerimiz...Tanrıdan bir parça çürümüşlük...Dudaklarımız dikili iple,ağız kenarlarında artık bir önceki yalandan kalma,belli ne söyleyeceğin ne söylemeyeceğin belli,soluduğun hava değil Tanrının kokusu burnunda,çektikçe içine bir kez daha bir kez daha bulantı,payına düşen etten duvarlarda..
Oluştu şimdiden artık dudaklarımda,uçuklar da var dudaklarımda...Yalan söyledim yalan,güzel kokan Tanrıydı ve taze kalan..

zaman: Salı, Kasım 02, 2010 , 0 Comments

.Bugün kendime bu zamana kadar verdiğim değerin ne kadar az olduğunu fark ettim,oysa sahip olduğum tek ve en güzel şey benim..

.Bugün edebiyat dersinde ilk defa bir arkadaşımın yerine imza attım,ben attım ya hoca soruyu okuması için onun ismini söyler,dedim sıçtım.Neyseki konu kapandı.İlk ve sondu.Kadın diyorki:Bir daha yapan olursa tutuklatırım ahahahh.

.Bugün rüzgarı hiç duymadım.


.Bugün ruhum resmen bedenime dar geldi,bir an patlayacağım zannettim ve yürüyemedim.


.Bugün de çok sıradandı,hayatım çok renksiz son zamanlarda,bir şeyler lazım,çok yeni bir şeyler..

.Bugün bahar gelmiş gibiydi,çok güzeldi hava..

zaman: Pazartesi, Kasım 01, 2010 , 8 Comments