Bir temmuz akşamında,gün batışında düşüncelerim mandalla asılı bir ipte sallanmakta.Kısa bir süreliğine bıraktım kurumaya.Poyraz usulca aralıyor penceremi,kendinden emin giriyor içeri,savuruyor asılı bin bir türlü düşünceyi.Yaşamın kıyısına çekildim bir süreliğine,ihtiyacım     
var  dinlenmeye,dinlemeye.Boyumu aşan yerlerde,en derinlerde yüzmek çok yordu beni.Yaşadıklarım,başkalarının yaşantılarına tanık olduğum anlarım,gördüklerim,gösterdiklerim,söylediklerim,dinlediklerim,hissettiklerim,hissettirdiklerim,terk etmelerim,terk edilişlerim,gitme ihtimalimle gelişlerim,dönmeyecek bir gideni bekleyişlerim bir dalga hırçınlığında dağıttı bedenimi.Getirmek her şeyi bir araya,epey zorluydu tutup kolumdan geçmek kıyıya.Ama şimdi buradayım,hayatın büsbütün dışındayım.Dönebilmek için dengesini zıtlıklarla sağlamış boşluğa yeter tek bir adım.Fakat atmayacak bir süreliğine o adımı biri kan revan içinde kıpırdayamayan,diğeri yere sapasağlam basan ayaklarım.Sorgulamalarım,sorularım,neden peki ama nedenlerim,kabullenemeyişlerim,sıkça tanık olduğum ve çoğu zamanda içinde bulunduğum eşitsizlikler,adaletsizlikler mi sürükledi beni her şeyin dışına?Biraz daha gerilesem,kıyınında gerisine gitsem..gitsem..gitsem.Hayatı perdesiz pencerelerden seyretsem.Sadece bir süreliğine...Kısa bir süreliğine.Tekrardan dalmak için engin sulara,başlamak için mücadeleye,oturup dinlenmeliyim bir ağacın gölgesinde,bir ağacın...Olan biteni,yaşanan kaosu sessizce ve soğukkanlılıkla izleyen yaşlı ve güçlü bir ağacın.


zaman: Cuma, Temmuz 23, 2010

0 Comments to " "