...Ve bu yarışı tartışmasız bir biçimde,bu toplulukların en küçüğü ve en ilginci önde götürüyordu her zaman;gerek Osmanlı İmparatorluğu'nda gerekse yeryüzünün geri kalanında insanların çoğunun varlığından bile haberli olmadığı bir topluluk:Sabetaycılar.1665 yılında İzmir'de kendini Mesih ilan eden Sabetay Sevi'nin uzaktan yandaşlarıydı bunlar.Sabetay Sevi,Tunus'tan Amsterdam'a,oradan Varşova'ya,bütün yahudi toplulukları arasında büyük bir ilgi uyandırmıştı;bu olaydan kaygı duyan Osmanlı yetkilileride ona iki seçenek sunmuşlardı:Ya Müslüman olacak ya da idam edilecekti.Ölmemeyi yeğledi ve dönemin tarihçilerinin dediği gibi '' sarık sarıp Mehmet efendi adını aldı''.Peşinden gidenler de hemen terk ettiler onu;kimi tarihçiler,bir çok Yahudinin ,bu yaralayıcı düş kırıklığı yüzünden bir mesih beklentisine sırt çevirip dünya işleriyle ilgilenmeye başladığını bile düşünüyorlar.
1676'da öldüğünde,yalnızca dört yüze yakın Selanikli aile sadık kalmıştı Sabetay'a.Bu insanlar uzun süre din değiştirmiş anlamında ,Türkçe ''Dönme'' nitelemesiyle anıldılar;daha sonra da bu biraz küçümser tanımdan vazgeçilerek kısaca Selanikliler denildi.Bugün hareketli geçmişlerinden yalnızca çok bulanık anılar var bu insanların belleğinde;gerçek anlamda laik bir topluluk oluşturuyorlar;XIX. yüzyıl sonlarında da kesinlikle böyleydiler.
Bu insanların üstünde duruyorum,çünkü onlar,farkında olmadan ama bütünüyle de raslantısal sayılamayacak bir biçimde,İmparatorluk topraklarında yeni düşüncelerin yayılmasında benzersiz bir rol oynadılar.Çünkü bir gün Mustafa Kemal adında bir çocuk-geleceğin Atatürk'ü- onların kurumlarından birinde,Şemsi Efendi adında birinin kurduğu ve yönettiği ilkokulda öğrenim görmüştü.Babası Ali Rıza,oğlunun eğitiminin geleneksel mahalle mektebiyle sınırlı kalmasını istememiş,ona 'Avrupa tarzı' eğitim verebilecek bir kurum aramıştı.
Bu kıvılcım,güçlü bir ateşin başlangıcı olacaktı.
*Amin Maalof/Yolların başlangıcı
1676'da öldüğünde,yalnızca dört yüze yakın Selanikli aile sadık kalmıştı Sabetay'a.Bu insanlar uzun süre din değiştirmiş anlamında ,Türkçe ''Dönme'' nitelemesiyle anıldılar;daha sonra da bu biraz küçümser tanımdan vazgeçilerek kısaca Selanikliler denildi.Bugün hareketli geçmişlerinden yalnızca çok bulanık anılar var bu insanların belleğinde;gerçek anlamda laik bir topluluk oluşturuyorlar;XIX. yüzyıl sonlarında da kesinlikle böyleydiler.
Bu insanların üstünde duruyorum,çünkü onlar,farkında olmadan ama bütünüyle de raslantısal sayılamayacak bir biçimde,İmparatorluk topraklarında yeni düşüncelerin yayılmasında benzersiz bir rol oynadılar.Çünkü bir gün Mustafa Kemal adında bir çocuk-geleceğin Atatürk'ü- onların kurumlarından birinde,Şemsi Efendi adında birinin kurduğu ve yönettiği ilkokulda öğrenim görmüştü.Babası Ali Rıza,oğlunun eğitiminin geleneksel mahalle mektebiyle sınırlı kalmasını istememiş,ona 'Avrupa tarzı' eğitim verebilecek bir kurum aramıştı.
Bu kıvılcım,güçlü bir ateşin başlangıcı olacaktı.
*Amin Maalof/Yolların başlangıcı
0 Comments to " "