Kırık tablodan akan renkler boyuyordu zemini.Elini renge bulamak istemedi.Biliyordu çünkü,çok konuşan yalnızlığı kendisini resmeden her şeyden nefret ederdi.
Bir konuşma sırasında 'çıkabileceğin her merdiven seni benim nefesime biraz daha yaklaştırır,ineceklerinse köklerime,hareket etmediğin sürece de saracağım seni' demişti,yalnızlığı.O anda düşleri,umutları,mutlulukları,sevdikleri arasında gitti ama gelmedi.Kapıyı sonuna kadar aralayıp aceleyle çıktı.Bilemezdi kendisinin açık bıraktığı kapıdan zile basarak gireceğini.Yalnızlığıyla selamlaştı,girdi içeri.Korkutuyordu şimdi,ellerinin biraz mavi ve yeşilden,biraz mor ve sarıdan,biraz da kırmızıdan alabileceği nefesi.
Gitti,yüzündeki şekilsiz yalnızlığa su serpti.

zaman: Cuma, Ekim 08, 2010

2 Comments to " "

"kırık tablodan akan renkler"
çok iyi olmuş bu.insanın beyninde garip ama bir o kadar etkileyici şekilde canlanıyor bu cümle

Teşekkür ederim:) Bi anlık yazım işte.