Oyunlar oynaya oynaya büyüdük,takvim yapraklarını eksilte eksilte ve 365 gün sonra yenisini ekleyerek büyüdük.Annemin bana aldığı kırmızı,üstünde renkli renkli dikey çizgileri olan şortumu ve diz kapaklarıma kadar çektiğim desenli çoraplarımı giyerek sokağa arkadaşlarımın yanına koşmak ne de tatlıydı ve tek derdimin oyun oynamak olması.Akşam yemeklerinden sonra babam bazen izin vermezdi dışarı çıkmama.Ama annemle işbirliği yapar,bir öpücükle kandırırdık babamı.Ve tekrar sokaklar,çıkmaktan yorulmadığım yokuşlar.Gelsin toplar,gitsin saklambaçlar.Ama aslında önemli olan arkadaşlıklardı.Önce bir yabancıyla tanışmak,sonra alışmak ve onu  arkana almak.İlk kavgaların arkadaşlarını korumak için değil miydi?Birini koruma duygusunu,birinin güvenini boşa çıkarmama duygusunu tattıran ilk arkadaşlıklar değil miydi?Küçücük yüreğimizin çapını kocaman sevgiler ekleye ekleye genişletmedik mi?Ve şekerlerimizi sallanan dişlerimizle kırıp büyük payını onlara vermedik mi?
  Ve kutu kutu penseler oynadık.Dedik ki:'Kutu kutu pense,elmamı yerse,arkadaşım ''...'' arkasını dönse.Ve döndük arkamızı.Ne olduysa ondan sonra oldu.Niye döndük ki arkamızı?Masumiyetimizi oluşturduğumuz yuvarlağın ortasında unuttuk,eve her dönüşümüzde oraya bir parça bıraktık.Saflığımız,güzelliğimiz buhar oldu yükseldi gökyüzüne ve ilk yağmurlarımızı düşürdü gözümüze.Kıskançlığın tohumunu ekince yüreğimize bir çok şeyi kaybede kaybede büyüdük.Doğduğumuzda sahip olduğumuz en büyük hazineyi,saça saça büyüdük,arkamızda ufak ufak bırakarak ama çok uzaklaştık,yolumuzu bulmak istediğimizde sandık ki o parçaları geri dönüp takip etsek bulabiliriz.Hansel ve Gratel'in bulduğuna inandırmışlardı ya bizi,ama biz bulamadık.
  Gökkuşağının üstünde elimizi yüzümüzü renklere boğarken saatlerce katıla katıla gülerdik.Şimdi birbirimizin düşüşlerine gülüyoruz.Biliyorum büyüdük,birbirimizle oyun oynayamayız eskiden olduğu gibi,ama birbirimize oyunlar oynarız.Birliktelik kelimesi yok benim sözlüğümde.Kelimenin kökü bir değil mi?Bir.Sadece 1.tekil şahıs.Arkdaşlıklar yalan.Benim için 3. çoğul şahıs sadece grammer kitaplarında kalan.
  Ve biz eskittiğimiz zaman da, fotoğraf karelerinde kalan büyük yürekli çocuklardık.



zaman: Cumartesi, Eylül 11, 2010

0 Comments to " "