Kaç durak sonra inmem gerekti bilemedim.Sahip olduğum her şeyi ve olamadıklarımı geride bırakıp yol almak nasıl bir duyguydu hissetmek istedim.Yürüdükçe ağırlığım artıyordu,çünkü adımlarım peşi sıra ipleriyle geliyordu ve ben yönetiliyordum.Çünkü yaşamın ipleri hiçbir zaman senin ellerinde değildi.Bir rüya gibi sonu zihninde ama başlangıç hep belirsizdi.Yorgunluk değil bedenimi yavaşlatan,bir arayış zihnimi bulandıran.
  Beni tutan ipler daha çok yere değmeliydi,daha çok uzamalıydı.Daha çok insandan geçmeliydi...O ipler ıslanmalıydı,yıpranmalıydı.O ipler öyle uzun olmalıydı ki,tutunduğumda arkadan tek bir itişle yine gökyüzüne değmeliydi ve hissetmeliydim..
Ayaklarımla tutunup,yeryüzüne sarkabilmeliydim,ellerim boşlukta..
Ben henüz yapamadım.

zaman: Pazartesi, Kasım 29, 2010

3 Comments to " "

Posted by Adsız ( 29 Kasım 2010 09:51 )

Yay burcu musun? :)

ne etkileyici bir yazı ve ne etkileyici bir fotoğraf. somut durumları soyut bir dille anlatman bence de çok vurucu.

hayat!

Orkun akrep burcuyum ben:)

deepblueeagle@ teşekkür ederim,evet işte bu hayat!