İnsanlara karşı bir şey hissetmediğimde nefret etmeyi öğrendim.Dediğin gibi boşluklar her zaman doldurulurdu.Ekşi,rahatsız edici ama bağımlılık yapan bir tat.Ayaklarımın,gözlerimin,ellerimin ve dudaklarımın bana ait olmadığını anladığımda acının var olmadığını öğrendim.Ölüm dışında.Düştüğünde kanayan,gördüğünde körleşen,burkulduğunda onarılmayan soyut varlığın,başı açık sonu kapalı bir çizginin üzerinde Tanrı'yla dans etmesinin huzur verdiğine tanıklık ettim.Dediğin gibi biraz ilerlemek yetiyordu,bir sonraki adım seni başlangıca yaklaştırıyordu.Huzura ramak kala yorulmaksa kaçınılmazdı.Herkes sıfır noktasına gelemiyordu.
   Göle atılan bir taşın yarattığı etkisinin sesinden kuvvetli olduğunu anladığımda,kendimi çırılçıplak,uçurumdan sulara bıraktım.Ama sesim bedenimden ağırdı.Bir taş kadar olamadım.Battım,battım.Battıkça nefes aldım.Dediğin gibi yer çekimine karşı koyamayacak kadar sarhoşluk,yere kapaklandığında taş zeminin soğukluğunda,kulaklarına göle atılan taşın sesini doldururdu,zayıf sesini.Bilirdin ki su herkese sahip olduklarıyla muamele ederdi.
   Gözlerim kapalı geldiğim dünyadan gözlerimi kapatarak gideceğim,açık kaldığı sürede yaşadıklarım kırılgan boşluğumu dolduracak.Dediğin gibi boşluklar her zaman doldurulur.

zaman: Cumartesi, Ekim 09, 2010

5 Comments to " "

çoğu zaman boşlukların doldrulduğu sanrısına kapılırız. boşluklar doldurulmaz aksine içimizdeki uçurumları biraz daha çoğaltır. göle atılan bir taş nasıl hızla batıyorsa, denizin ortasındaki bir adaya doğru fırlattığımız ses nasıl bir anda yankılanarak yok oluveriyorsa aynen biz de öyle yok olup gideceğiz hem de yankısız duldasız budaksız debdebesiz yani... işte yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgide bizleri eksilten ve çoğaltanlara karşı hep...

Ben aslında o doldurma konusuna farklı bir açıdan baktım,bir şeyler eksildiğinde onu tamamlamasa ya da yetmesede mutlaka yerine bir şeyler gelir.Bu bir his de olabilir,bir kişi de,bir eşya da.Bazen içimizdeki uçurumları da bizler yaratırız,doldurmak yerine boşaltırız.Ve kimse bence öyle yok olup gitmez en azından çoğu.Mutlaka bir şeyler bırakmışlardır,bırakacaklardır..

farklı bir perspektif ya da bakmak istediğimiz yer görmek istedğimiz şekil. bazen doğru anlamlandırdıklarımızı bile farklı bir dille yansıtırız....

Bu işte insanların ruh hallerine göre değişiklik gösterir.

isminiz gözlerime değer değmez aklıma lotte geldi. genç werther bir kez daha kendinden geçti.