DİLENCİLİK

   Dilenmek uyuşturucu bağımlılığı ya da kumar gibi bir şey aslında.Çünkü insan bir kere başladı mı sürekli ister hale geliyor.Bunu nerden mi anladım,anlatayım hemen.Bir kumbara buldum evde bozuk para biriktirmeye başladım hiç açmayı düşünmüyorum para alamayacak duruma gelene kadar,sonra tümletip okul bitene kadar devam edeceğim.Şu son bir kaç gündür biriktiriyorum ve kendimi ablamdan,annemden sürekli ama sürekli gün içinde 5-6 kez bozuk paralarınızı bana verin,derhal ! derken buluyorum.Orası doldukça doldurasım geliyor para attıkça atasım.
  Dilenen insanlarında bunları hissettiğini düşünüyorum,her yeni para onları daha da teşvik ediyor,düşünsenize günde 20 30 kişiden 1 lira toplasa aylık eline geçen para emek harcayan bir insanın maaşına denk gelir.Bu yüzden dilencilere para vermiyorum.Dilencilerle ilgili iki tane anım var,bahsedeyim.
  Bir keresinde Kızılay'dan eve dönüyorum,karanfil metro girişinden girerken merdivenlere oturmuş küçük bir kızı dua eder halde buldum,içim parçalandı.Gidip çocukla konuşmaya çalıştım ama çok yabaniydi,aç olup olmadığını sordum,hiç cevap vermiyordu o kadar çok ısrar ettim ki tuttum elinden götürdüm yemek yemeye.Konuştuk biraz ama hiç samimi bulmadım,tabiki ailesi tarafından kullanılıyordu.Oyuncakta aldık ona,götürdüm aldığım yere bıraktım kızı eve kendisi dönüyormuş.Bir hafta falan geçti sanırım Kızılay dayım ne göreyim bütün dilenen çocuklar ya dua pozisyonunda ya da karanlıkta ders çalışma numarasında!İnsanların duygusal açıdan sömürülmesi ne kolay! bir daha da kimseye para falan vermedim.
  Bir kere de (bu baya oldu aslında) arkadaşımla yemek yedik,ama ben bitiremedim hepsini,paket yaptırdım babamın iş yerine gidiyorum.Dilenen bir adam var yine bu sefer baş rolde perişan bir halde.Adama gidip : Kusura bakmayın param yok ama yanımda yiyebileceğiniz bir şey var almak ister misiniz ? dedim.Adam da sağol kızım dedi ve aldı.Dilenciye kusura bakma param yok diyen tek akıllı benim herhalde ve o günün akşamında olayı ablama anlattığımda gülmekten gözümüzden yaş geldi.

zaman: Cumartesi, Aralık 18, 2010

6 Comments to "DİLENCİLİK"

Aslında doğru olan onlara para vermemek..belki hepimiz böyle yapsak..küçük çocuklar kaçırılıp bu dilenci dünyası için kullanılamayacak..ama nerede biz de o duyarlılık..hala yurdum insanının duygularını sömüren asalak kimlikler var ve çocuklarımıza musallat olmaya devam ediyorlar..Artık öğrenmeliyiz diyorum..

evet rosemary ben de öyle diyorum,sonuçta kimse vermezse bu işten vazgeçerler ve çalışmak gibi bir alternatifleri var.Tembel ve rahat olmak işlerine geliyor ama bazılarının eminim gerçekten ihtiyacı vardır ama nerden anlayabiliriz ki.

Bu para olayı bende de var ya,evdeki bütün bozuk paraları toplamaya başladım hatta bakkala falan can atarak gidiyorum para üstlerini alabilmek için (:
O dilenen çocuklarda hep aynı yerde türlü oyunlarda insanların duygularını ve paralarını sömürmeye devam ediyorlar.Ama onların suçu değil tabi bu.Kim istemez "sadece"çocuk olup oyun oynamayı.
Kime acıyacağımızı ve yardım edeceğimizi şaşırıyoruz,gerçekten ihtiyacı olan insanlara bile yardım edemiyoruz belki.
Ben şeye çok kızıyorum gayet sağlıklı,orta yaşlı,çalışabilecek durumda olan bireyler dileniyor.Sinir oluyorum.Artık söylüyorum para istediklerinde elin ayağın tutuyor git çalış diye.
İnsanlar bedavacı.

sende de olmasa şaşardım zaten sümük :D evet söylediklerine katılıyorum ve öyle demenide takdir ettim ben hiç denk gelmedim sen öyle konuşurken dilencilerle,benimleykende de söyle görürsek eğer dediğin kriterde bir dilenci.

2000 yılında, Bursada bir alt geçitte bir dilenciye para verdim, dönüşte aynı alt geçidi kullanırken para verdiğim dilenci yine oradaydı, elindeyse bir demet para, teker teker sayıyordu. Bari işyerinde yapma bunu dimi!

Değil mi ya bende görmüştüm bir keresinde tomar tomar para sayıyordu :D